Hastane Rehberi

Sık Sorulan Sorular

İç Hastalıklar (Dahiliye)

Göğüs ağrısı neden olur? Özellikle kalp kökenli olanlar ayırt edilebilir mi?

Göğüs ağrısının süresi, şekli (yanma, sıkışma, baskı hissi), yayılımı (sırta, kola, boyna, çeneye), zamanlaması (istirahatte olması, eforla gelmesi) açısından değişik sebepleri vardır. Bunlar psikolojik sebepler, travmalar, kas ağrıları, mide, akciğer, thorax (göğüs kafesi) ve en önemlisi kalp kökenli sebepler olabilirler.

Kalp kökenli göğüs ağrısı genellikle eforla (yürümek, yokuş-merdiven çıkmak vs.), ortaya çıkar, baskı veya sıkışma hissi şeklinde olup, göğüsten boyuna, çeneye, sol kola doğru yayılım gösterip en az 5-10 dk sürer. Bu ağrının sebebi koroner arterlerdeki daralmadır. Bu daralmanın derecesine göre ağrı daha hafif ve daha kısa süreli eforlarla, hatta istirahatte bile gelebilir.

Göğüs ağrısının kalp kökenli olup olmadığını kesin olarak anlamak için ilk etapta EKG, ekokardiyografi, efor testi yapılıp, bunların sonucunda eğer gerekiyorsa ileri tanı tetkiklerine (myokard pefüzyon sintigrafisi, koroner angiografi gibi) başvurulur.

Anemi nedir? Hangi sıklıkla görülür?

Anemi kandaki Hb (Hemoglobin) değerinin erkeklerde 13 g/dl, kadınlarda 12 g/dlnin altında olmasıdır. Büyük çoğunluğu Fe (demir) eksikliğine bağlı olmakla birlikte B12Vit., Folik asit eksikliğine de bağlı olabilmektedir. Dünyada erkeklerde %20, kadınlarda %35, gebelerde %50 oranlarında görülmektedir.

Hangi nedenler sonucu anemi olur?

1)Yanlış beslenme alışkanlıkları nedeniyle yetersiz Fe alımı

2)Uzun süreli açlıklar, yanlış zayıflama diyetleri

3)Adet kanamalarının fazla veya uzun süreli olması

4)Sık doğum yapma, çoğul gebelikler

5)Çeşitli kanamalar (mide kanaması vs.)

6)Fe emiliminin bozulduğu haller (uzun süreli diareler, kronik infeksiyonlar vs)

Başlıca anemi belirtileri nelerdir?

1)Yorgunluk, halsizlik, çabuk yorulma

2)Performans düşüklüğü

3)Sıklıkla infeksiyonlara yakalanma

4)Solukluk

5)Üşüme

6)Çarpıntı

7)Nefes darlığı

8)Baş ağrısı, baş dönmesi

9)İştahsızlık

10)Bulantı

Şeker Hastalığı nedir?

Şeker Hastalığı, DM , Diabetes Mellitus veya kısaca Diabet adıyla biliyor olabilirsiniz. DM (diabet) pankreasın yeterli insülin salgılayamaması veya insülinin etkili bir şekilde kullanılamaması sonucunda gelişen ve ömür boyu süren metabolik bir hastalıktır. Bir kişide glukoz (kan şekeri) düzeyi açlıkta 120 mg/dl, toklukta (yemeğe başladıktan 2 saat sonra) 140 mg/dlnin üzerindeyse DM olduğunu gösterir. Çünkü normal bir kişide bu değerler görülmez.

DM saptamak için AKŞ (açlık kan şekeri) ve OGTT (oral glukoz tolerans testi) önemlidir.

AKŞ : 100-125 mg/dl ise prediabet (gizli şeker), 126 mg/dl ve üzerindeyse DM tanısı konur.

OGTT : 2. saat glukoz düzeyi 140-199 mg/dl ise prediabet, 200 mg/dl ve üzerindeyse DM tanısı konur.

Diabet belirtileri nelerdir?

1)Ağız kuruluğu

2)Bol su içme

3)Sık idrara çıkma

4)Uyku hali

5)Ellerde ayaklarda yanma

6)Kilo kaybı

7)Halsizlik

Diabet hastalığında risk faktörleri var mıdır?

Başlıca risk faktörleri şunlardır:

1)Genetik (kalıtsal özellikler)

2)Obezite

3)Hipertansiyon

4)Hiperlipidemi

5)Yaş (40 yaş ve üzeri)

GÖRH nedir?

GÖRH (GASTROÖZOFAGEAL REFLÜ HASTALIĞI);mide asidinin ve içeriğinin herhangi bir zorlama olmaksızın kendiliğinden geriye gelerek yemek borusuna kaçmasıdır.

Başlıca belirtileri midede, sırtta, göğüste ve göğüs kemiğinin arkasında hissedilen, haftada birkaç kez tekrarlayan yanma, ekşime, ağıza acı-ekşi su gelmesi, ağız kokusu, tekrarlayan farenjit, larenjit, ses kısıklığıdır. Zaten hastalığın tanısı da bu şikayetlerin, muayene sırasında hasta tarafından belirtilmesiyle konur.

GÖRH oluşumunu önleyebilir miyiz?

GÖRH oluşumunu önlemek için ağır yağlı, kızartma, acılı, ekşili, baharatlı, asitli yiyecek ve içeceklerden uzak durulması, çay, kahve içiminin azaltılması (2-3 bardak/gün), alkol kullanımının kısıtlanması, sigara içilmemesi, bazı ilaçların (aspirin, ağrı kesiciler, depresyon ilaçları vs) doktor tarafından önerilmedikçe kullanılmaması, uzun süre aç kalmayıp, az az ve sık sık (2-3 saat arayla) yiyerek midenin boş kalıp asit salgılamasının engellenmesi sağlanmalıdır.

Aile Hekimliği

Bahar yorgunluğunun sebepleri nelerdir?

Bahar mevsiminde havadaki elektrik yükünün artması, insanlarda gerginlik ve stresi artırır. Meteorolojik nedenlerle vücutta su oranında bozukluklar görülür. Bu yüzden bol sulu gıdalar, sebze ve meyveler tüketilmelidir.

Su kaybının yaşanmaması için dikkat edilecek hususlar nelerdir?

Özellikle çevre ısısının artışı, terleme ve buharlaşma yoluyla su kaybını artırır. Yaşlılar ve çocuklar özellikle hassas gruptur. Spor yapanlar, güneşe maruz kalanlar diğer risk grubudur. Günlük sıvı ihtiyacı temini, spor öncesi-anında-sonrasında sıvı alımı gibi basit tedbirlerle su kaybı ve sonuçları önlenebilir.

En sağlıklı uyku pozisyonu hangisidir?

Sağ yana yatış en sağlıklı uyku pozisyonudur. Çünkü sol yanda yatıldığı zaman kalp altta kaldığı için kalp fonksiyonları bozulur. Özellikle kalp hastaları sağ yana yatmalıdır.

Evlerdeki tehlike; çamaşır suyunun astımı tetiklediğini biliyor muydunuz?

Evlerde ve günlük hayatta kullanılan deterjan, çamaşır suyu, kireç ve yağ çözücüler, lavabo açıcılar, tuz ruhu gibi maddeler yanlış kullanımında zehirlenmelere neden olduğu gibi karışımlardan açığa çıkan klor gazı solunum yollarını tahriş ederek astımı tetiklemektedir.

Kanserin genel belirtileri nelerdir?

Nedensiz kilo kaybı, şişkinlik, kanama, cilt değişimleri, yutma zorluğu, ağrı, dışkıda kan, hazımsızlık, yorgunluk, uzun süreli öksürük, enfeksiyon dışı ateş gibi belirtilerdir.

Hafife alınmaması gereken ağrıları biliyor musunuz?

Şiddetli baş ağrısı; migren, sinüzit yada beyin tümörünün; göğüs, boğaz,çene, omuz, ya da kol ağrısı eğer yaş itibarı ile risk varsa kalp krizinin belirtisi olabilir. Karın ağrısı; mide ülseri veya apandisit belirtisi olabilir. Baldır ağrısı; derin damarlarda ortaya çıkan pıhtılaşma problemi olabilir. Ayaklarda, bacaklarda yanma şeker hastalığının belirtilerindendir. Belirsiz ve tanımlanamayan ağrılar bazen depresyon belirtisidir.

Evde grip hastası varsa basit önlemler ne olmalıdır?

Hastayı ayrı odaya alın. Böylece hastalanan kişiden uzak kalın. Evdeki herkesin elini yıkadığından emin olun. Hastanın kullandığı çarşafların ve yiyecek kaplarının temizlenmeden önce kimseyle temas etmemesini sağlayın.

Güneş yanıklarında evde ne yapabiliriz?

Deri kızarık, hafif şiş ve ağrılı ise birinci derece güneş yanığıdır ve yanan bölgeye soğuk kompres yapılmalı, nemlendirici sürülmelidir, başka sağlık sorunları nedeniyle kullanım yasağı yoksa ağrı kesici kullanılabilir. İçi su dolu kesecikler varsa hemen sağlık kuruluşuna gidilmelidir.

Bazı yiyecek ve içeceklerin bazı hastalıkları tetiklediğini biliyor musunuz?

Beslenme alışkanlığına dikkat edilmezse hastalığın oranı artıyor. Migren hastasının peynir,turunçgiller, bakla gibi gıdalarla beslenmesi, panik ataklı bir kişinin kafein içeren içecekler ve tatlı tüketmesi sağlığını olumsuz yönde etkiliyor. Astım hastalığını konserve, turşu, zeytin gibi gıdalar tetikliyor.

Kahve ile ilgili gerçekleri biliyor musunuz?

Uyarıcı etkisi ve konsantrasyonu artırıcı etkisi vardır. Zararları ise; mide ülserini tetikler, düzensiz kalp atışları ve kalp çarpıntısına neden olur, içerdiği kafein nedeniyle bağımlılık yapar.

Çocuk Hastalıkları

Yeni bebeğim doğacak, aşılarını nerede ve nasıl yaptırabilirim?

Tüm aşılar ; Sağlık Bakanlığı kurumlarında bilgisayar ortamında takip edilmeye başlanmıştır. Yeni doğan bebeğe doğduğu hastanede aşıları başlanır; siz sadece “rota virüs” aşısını 2. ayda (1 ay sonra bunun tekrarı var), birinci yaştan sonra “suçicegi” aşısını, çocuk 2 yaşına gelince “hepatit A” aşısını (altı ay arayla 2 defa) yaptıracaksınız. Diğer tüm aşılar devlet kurumlarında yapılmaktadır.

Bebeklerin alt temizliği için ıslak mendil kullanalım mı?

En iyi temizlik su ile olur; ıslak ve kokulu mendiller kimyasal madde içermektedir. Bunlar her zaman pişik ve alerjiye zemin hazırlamaktadır, zaman zamanda anüs çevresinde çatlaklar oluşturmaktadır. Islak mendil kullanılmasını son derece sakıncalı görüyoruz, en iyi temizlik sadece su ile olandır.

Çocuklara süt içerelim mi?

Elbette içirin. Süt içirin ve süt mamullerini kullanın, bilinen markaları seçin. Süt kansızlık yapmaz bunu uluslararası mama firmaları öne sürmektedir. Hassas bebeklerde süt kısıtlaması yapıyoruz (bunlar genellikle erken doğan bebeklerdir) ve bebeklerin tamına demir takviyesi yaparak süt de veriyoruz. Demiri aç karna veriyoruz. Erken doğan bebekler için doktorunuza danışmanız gerekir, UNUTMAYIN SÜT İÇMEYEN ÇOCUK BÜYÜMEZ, BEDENEN GELİŞMEZ, PROTEİN EKSİKLİGİ OLACAGI İÇİN BEYİN GELİŞİMİ DE EKSİK OLUR.

Çocuklarda büyümeyi neler etkiler?

1- Genetik etkiler(anne ve babanın boy ortalaması)

2- Beslenme (Proteinden zengin beslenme et, süt,yumurta boyu olumlu yönde etkiler)

3- Spor yapma(basket, voleybol, yüzme, ip atlama gibi sporlar)

Ateşi olan her çocuğa soğuk uygulama yapalım mı?

Hayır, nezle grip ve öksürüklü çocuğa soğuk uygulama ve duş yaptırırsanız zatüre olabilir. Soyarak ve ateş düşürücü vererek beklemenizi öneririm.

Plastik biberon kullanalım mı? Plastik biberonlar zararlı mıdır?

Plastik tavsiye etmiyoruz, muhakkak cam biberon kullanınız. Biberonları günde 1 kez de kaynatınız.

Sünnet için en uygun yaş ne zamandır?

Doğar doğmaz 72 saati içinde yaptırılabilir, ideal sünnet zamanı yaşamın ilk 3 günüdür. Birinci aydan sonra anestezi gerekir, 3 yaş 6 yaş arası kritiktir (çevreden kesilme korkusu işlenmiştir) 7 yaşından sonra bir pedagogdan yardım alındıktan sonra sünnet yapılmalıdır.

Hangi çocuk alerjik olabilir?

1- Çok sık hasta olan çocuklar

2- Sık sık hapşuran çocuklar

3- Vücudunun değişik yerlerinde sık sık kızartı-kaşıntı olan çocuklar.

4- Aile bireylerinde alerji hikayesi olan bebeklerde de alerji riski vardır.

Anne sütünü ne zaman keselim?

1 yaşından sonra birden veya azaltarak kesebilirsiniz. Bu dönemde çocukla daha çok vakit geçirmeli, ona daha çok zaman ayırmalısınız. Ek besinlere de 6. ayda mutlaka başlamalısınız.

Diş çıkaran çocuğun ağzına jel sürelim mi?

Hayır, sürmeyin hiçbir ilaç da vermeyin.

Acil

Sağlık kuruluşlarının “Acil” birimlerine hangi durumlarda başvurulmalıdır?

Ani gelişen ve/veya katlanılmaz bir sağlık sorunu olarak tanımlayacağınız durumlarda “ACİL”e başvurmalısınız. Nefes darlığı, göğüs ağrısı, bilinç değişikliği, ateş, karın ağrısı gibi yakınmalar yaşamı tehdit eden bir hastalığın habercisi olabilir. Acil servise gelen hastaya önceki ilaçları, tetkikleri, alerjileri, tıbbi öyküsü hakkında bilgi verebilecek, olayı anlatabilecek birinin eşlik etmesi tanıyı hızlandıracaktır.

Kalp Krizinin belirtileri nelerdir?

Kalp krizinin belirtileri kişiden kişiye değişkenlik gösterir ve bu belirtiler çok karmaşık olup bazen son derece deneyimli hekimleri bile teşhis koymakta zorlayabilir..

· Göğüs ağrısı ve nefes darlığı kalp krizinin en önemli belirtisidir. ( Ani başlayan, göğsün ön duvarından boyna ve çeneye doğru yayılan, bazen omuz ve kolların iç kısmına vurabilen sıkışma/baskı hissi tarzındaki ağrılar kalp krizini düşündürmelidir.)

· Bazı durumlarda ( hastaların yaklaşık %30 unda) göğüs ağrısı olmadan da (özelikle şeker hastalarında ) kalp krizi geçirilebilir ( sessiz kalp krizi).

 

Konunun önemi ve belirtilerin karmaşıklığı nedeniyle, aşağıdaki durumların ortaya çıktığı veya şikayetlerin kalp krizi olup olmadığı sorusu akla geldiği an, en yakın hastane acil servisine başvurulmalıdır :

 

1. Göğüste tam yeri belli olmayan sıkışma hissi veren bir ağrı olması,

2. Ağrının sol kola ve çeneye doğru yayılması,

3. Ağrının hareket etmekle artması, dinlenirken azalması, fakat geçmemesi. (Ağrı yarım saatten uzun sürer.)

4. Ağrıyla birlikte soğuk soğuk terleme ve mide bulantısı olması.

5. Ağrıyla birlikte nefes darlığı olması.

Zehirlenme hangi yollarla meydana gelir?

Üç yolla meydana gelir.

1. Sindirim yoluyla; ev-bahçede kullanılan kimyasallar, zehirli mantarlar, bozuk besinler, ilaç ve aşırı alkol

2. Solunum yoluyla; tüp kaçakları, şofben, gaz sobaları, havuz hijyeninde kullanılan klor, yapıştırıcı, boyalar ve ev temizleyicileri

3. Cilt yoluyla; böcek sokmaları, hayvan ısırıkları, ilaç enjeksiyonları, saç boyaları, zirai ilaçlar.(deriden emilme ile)

Cilt yoluyla zehirlenmelerde ilk yardım nasıl olmalıdır?

- Yaşam bulguları değerlendirilir; soluk alıyor mu?, bilinci yerinde mi?, hareketsiz mi duruyor?

- Ellerin zehirli madde ile teması önlenir, zehir bulaşmış giysiler çıkartılır.

- 15-20 dk boyunca deri bol suyla yıkanır ve tıbbi yardım istenir.

Boğulmada genel belirtiler nelerdir?

- nefes almada güçlük ve gürültülü hızlı ve derin solunum

- ağızda balgam toplanması ve köpüklenme

- yüzde, dudaklarda ve tırnaklarda morarma

- genel sıkıntı hali, bayılma

Boğulmada genel belirtiler nelerdir?

- nefes almada güçlük ve gürültülü hızlı ve derin solunum

- ağızda balgam toplanması ve köpüklenme

- yüzde, dudaklarda ve tırnaklarda morarma

- genel sıkıntı hali, bayılma

Boğulmada genel belirtiler nelerdir?

- nefes almada güçlük ve gürültülü hızlı ve derin solunum

- ağızda balgam toplanması ve köpüklenme

- yüzde, dudaklarda ve tırnaklarda morarma

- genel sıkıntı hali, bayılma

Kulak Burun Boğaz Hastalıkları

Çocuğumda işitme sorunu olabilir mi? Ne yapmalıyım?

Çocuklarda işitme kaybı, çocuğun gelişmesini engelleyeceği için büyük önem taşır. Çocuğun normal gelişmesini sağlamak için işitme kaybının mümkün olan en erken dönemde tanınması, mümkünse tedavi edilmesi, değilse rehabilite edilmesi gerekir. İşitme kaybının erken tanı, tedavi ve rehabilitasyonu, çocuğun konuşma yeteneğinin gelişmesi, çevresi ile ilişki kurabilmesi, mental ve sosyal gelişiminin sağlanması açısından yaşamsal önemdedir.

Yenidoğan çocuklarda doğuştan işitme kaybı yaklaşık binde bir oranda görülür. Her yeni doğan akustik emisyon testi ile işitme taramasından geçirilmelidir. Bunun mümkün olmadığı durumlarda, prematürelerde, düşük doğum ağırlıklı bebeklerde, fizyolojik olmayan yenidoğan sarılıklarında, gebelikde bazı ilaçların kullanılmış olduğu durumlarda, doğumu zor veya kafa içi problemleri olan çocuklarda işitme kaybı olasılığının daha yüksek olabileceği nedeniyle bu bebekler daha yakın kontrol ve takip edilmelidir.

Çocuklarda işitme testi her yaşta yapılabilir. Bu nedenle işitme kaybından şüphe duyulan veya anne babanın şüphe duyduğu çocuklarda hemen işitme testi yapılmalıdır.

Kulak çınlaması nedir? Neden olur?

Kulak çınlaması (Tinnitus), dışarıdan gelen ses uyarısı olmadan hastanın kulağında veya kafasının içinde ses olduğunu algılamasıdır. Tinnitus objektif veya subjektif olabilir. Objektif tinnitus, hastanın kendisi dışında başkaları tarafından da işitilen çınlamalardır. Subjektif tinnitus ise sadece hasta tarafından işitilen, çevredeki başka kişilerce işitilmeyen ses algılamasıdır.

Objektif tinnitus, çene eklemi hastalıkları, damak kaslarının ritmik kasılması, damarsal nedenler, dış kulak yoluna kaçan böcekler gibi durumlarda ortaya çıkar.

Subjektif tinnitus, tüm dış kulak yolu, orta kulak ve iç kulak hastalıklarında ortaya çıkabilir. Muayene, işitme testi ve görüntüleme yöntemleri ile tanı konur.

Aspirin, alkol ve bazı ilaçlar tinnitusa neden olabilir.

Tek taraflı tinnitus varsa, kulak ve kafa içi tümörler akla gelmelidir.

Kulak çınlaması nasıl tedavi edilir?

Tedavide en önemli nokta hastaları rahatlatmak, endişelerini ortadan kaldırmaktır.

Tanıya göre;

· İlaç ve/veya cerrahi tedavi yöntemleri uygulanır.

· İşitme kaybı varsa, cerrahi tedavi ile, mümkün olmuyorsa işitme cihazı ile işitme kaybı düzeltilmeye çalışılır.

· Gerekirse tinnitus maskeleyici gürültü üreten cihazlar verilebilir. Tinnitus maskeleri hastaların yaklaşık %30unda etkili olmaktadır.

· Tinnitusu geçirmese de hastayı rahatlatacağı için antidepresanlar kullanılabilir.

Kulak kiri neden olur? Normal midir?

Kulak kiri (buşon), her insanda normal miktarlarda olan ve kulağı korumakla görevli bir salgıdır. Kulak içini nemlendirme, dış ortamdan gelen tozlar ve diğer yabancı maddelerin kulağın daha iç kısımlarına gitmesini önleme ve içeriğindeki yağ asitleri nedeniyle antibakteriyel etki yapma gibi görevleri vardır.

Kulağımı nasıl temizlemeliyim?

Kulağın kendini temizleme yeteneği vardır. Dış kulak yolundaki tüy ve kıllar dışarıya doğru hareket ederek kirlerin dışarıya atılmasını sağlar. Bu nedenle kulağı temizleme işi kulağa bırakılmalıdır. Kulak kepçesinden görülen rahatsız edici görünüm olursa, pamuklu kulak temizleme çubuğu veya temiz bir bezle silinebilir. Dış kulak yolu kanalının iç kısımlarını herhangi bir şekilde temizlemeye çalışılmamalıdır.

Kulağımın doktor tarafından temizlenmesi gerekir mi?

Kulak kirinin fazla üretilmesi, tozlu ve kirli ortamlarda çalışma, dış kulak yolu kanalının dar olması veya işitme aleti kullanılması nedeniyle dışarı atılamaması, dış kulak yolundaki az miktarda kirin, banyo veya denize girme sırasında şişmesi sonucu dış kulak yolunda tıkaç oluşur ve dış kulak yolu tıkanır. Bu durumlarda kulağın KBB uzmanı tarafından temizlenmesi gerekir. Aspiratör, özel küçük aletler veya su ile yıkama gibi yöntemlerle kulak temizlenir.

Kulak temizlenmesinin alışkanlık yapacağı düşüncesi yanlıştır. Ellerimizi yıkamayalım veya banyo yapmayalım yine kirlenir düşüncesinin yanlışlığı gibi.

Kulak kanalı derisi çok duyarlı olduğundan dış kulak yolu kanalının iç kısımlarını; pamuklu kulak temizleme çubuğu, saç tokası, şiş, anahtar, bükülmüş kağıt, gözlük sapının ucu gibi cisimlerle temizlemeye çalışmak sakıncalıdır. Kulak yolunda kanama, enfeksiyonlar, kulak zarının yırtılması gibi sakıncaları vardır.

Kulakları fazla kir üretenler, işitme cihazı kullananlar, kulak ameliyatı olanlar, çağrı merkezlerinde çalışanlar ortalama altı ay aralıklarla KBB uzmanına muayene olmalı, gerektiğinde kulakları temizlenmelidir.

Geniz eti nedir?

Geniz eti dokusu, burun boşluğunun arka bölümündeki geniz bölgesinde bulunur. Her çocukda bulunan, mikroplara karşı savunma görevi yapan (bademcikler gibi), bağışıklık sistemi organlarından birisidir.

Burun boşluğu, içindeki mukoza örtüsü, titrek tüyler ve normal burun etleri(konka) aracılığıyla solunan havanın akciğerlere temizlenmiş, ısıtılmış ve nemlendirilmiş olarak gitmesini sağlar. Burunun bu işlevleri akciğerler ve genel vücut sağlığı açısından çok önemlidir.

Geniz eti ameliyatı neden yapılır?

Geniz eti genellikle tekrarlayan üst solunun yolu enfeksiyonları nedeni ile büyür ve geniz boşluğunu doldurur. Burun tıkanması, horlama, uykuda solunum durması(apne), kulak enfeksiyonları ve işitme azalması, iştah ve kilo kaybı, yüzde şekil bozukluğu, tekrarlayan enfeksiyonlar nedeniyle büyüme ve gelişme geriliğine yol açar.

Geniz eti büyüyerek burun solunumuna engel olacak büyüklüğü geldiğinde burun işlevlerinin bozulmasına neden olur. Burun, sinüs, boğaz ve solunum yolları hastalıklarına zemin hazırlanmış olur ve iyileşmeleri de zorlaşır. Kulak burun boğaz bölgesindeki hastalıkların önlenmesi ve tedavisi, burun solunumunun ve işlevlerinin normal olmasına bağlıdır.

Geniz eti tedavisi ameliyatla alınmasıdır. Ameliyat öncesi geniz eti dışında, burun ve genizde başka sorunlar olabileceği nedeniyle gerekli incelemeler yapılır. Alerjik nezle, burun eğrilikleri(deviasyon), diğer anatomik bozukluklar, geniz bölgesindeki doğuştan kist ve tümörler gibi nedenler varsa gerekli tedaviler yapılır. Alerjik nezle varsa operasyon öncesi ilaç tedavisi ile kontrol altına alınır ve tedaviye operasyon sonrası devam edilir.

Bazı insanlar neden horlarlar? Horlamanın zararları nelerdir?

Horlama, akciğerlere giden havanın yumuşak damağı titreştirmesi ile ortaya çıkan sestir. Horlayan kişi ve oda arkadaşları için rahatsız edici bir durumdur.

35 yaşını aşmış erkeklerin yaklaşık üçte biri; yatma pozisyonuna bağlı olarak veya aralıklı olarak horlarlar. Bunlar günün yorgunluğuna, alkol kullanılmasına veya sırtüstü yatma pozisyonuna bağlı çoğunlukla zararsız horlamalardır. Uykuda solunum durması (apne) yoksa kişiye zararı yoktur. Horlayan kişi ve oda arkadaşının uyku sağlığı için istenirse tedavi yapılır.

Hemen hergün, yüksek şiddette ve uykuda solunum durmalarıyla beraber olan horlamalar önemli bir sağlık sorunudur. Uykuda ani ölüm, kontrol edilemeyen tansiyon yükselmesi ve kalp enfarktüsü riskini yükselttiği için yaşam süresinin azalmasına yol açar.

Sağlıklı uyku için burnun açık, ağzın kapalı olması gerekir.

Horlayan kişilerde uykuda tam dinlenme olmadığı için sabah uyananama, gün içinde uyuma isteği, konsantrasyon kaybı gibi nedenlerle yaşam kalitesi de düşmektedir.

Horlamak istemiyorum. Ne yapmalıyım?

Horlayan insan,

· öncelikle fazla ise ideal kilosuna inmelidir

· yatmadan önce 3- 4 saat birşey yememelidir

· uyku öncesi alkol almamalı, yapamıyorsa azaltmalıdır

· sakinleştirici ilaçlar uyku öncesi alınmamalıdır

· sırt üstü yatmayı engelleyen yastıklar kulanarak uyumalıdır

Bunlara rağmen horlama ve uykuda solunum durması devam ediyorsa, tedavi yönteminin belirlenmesi için KBB muaynesi ve gerekirse hastanede bir gece yatılarak yapılacak olan uyku testi gereklidir.

Cerrahi tedavi yöntemleri %85 – 90 başarılıdır. Ancak apne olan hastalarda bu oran yaklaşık %50 olmaktadır.

Burun kanaması neden olur? Bir hastalık mıdır?

Burun kanamaları, yaş ve cinsiyet ayrımı gözetmeden her insanda görülebilen bir hastalıktır.

· Çocuk ve gençlerde burun boşluklarını ayıran burun orta kemiğinin ön kısmındaki bölgede damarlar çok sayıda, ince ve yüzeyel olduğundan, sık tekrarlayan, kısa süreli,dışarı akan ön burun kanamaları şeklinde görülür.

· Orta ve ileri yaşlarda ise sıklıkla, burunun arka kısmından, dışarıya veya geriye genize, boğaza akan arka burun kanamaları şeklinde görülür.

Burun kanaması durumunda ne yapmalıyız?

Ön burun kanamaları; sıklıkla sıcak ve kuru iklimlerde veya kış aylarında sıcak kuru hava nedeniyle burun içi mukozanın kuruması sonucu damarların çatlaması nedeniyle olur ve dışarı doğru kanama oluşur. Baş hafifçe öne eğilerek, burun ön kısmındaki kıkırdaklar 5 – 10 dakika baş ve işaret parmağı ile sıkılırsa genellikle kanama durur. Kanama 10 dakika içinde durmuyorsa, tekrarlıyorsa, bayılma hissi varsa, ağızdan kan geliyorsa KBB uzmanına gidilmesi gerekir Sınırlı ön tamponla veya küçük bir müdahele ile damar pıhtılaştırılarak kanama durdurulur.

Arka burun kanamaları, burunun arka bölümlerinden kaynaklandığı için parmak basısı ile durmaz KBB uzmanının müdahele etmesi gerekir.

Burun kanaması yaşamamak için ne yapabilirim?

En sık görülen burun kanaması nedenleri olarak, burun alerjileri, üst solunum yolu enfeksiyonları, burun karıştırılması, travmalar, kuvvetli burun sümkürme, burun eğrilikleri, aspirin gibi kan sulandırıcı ilaç kullanılması, kanama ve pıhtılaşma bozukluğuna yol açan hastalıklar, yüksek tansiyon, karaciğer hastalıkları sayılabilir.

Burun kanaması yaşamamak için nedenlerin ortadan kaldırılması gerekir. Alışkanlıklar ve davranış şekillerinden kaynaklı kanamalar, bu davranışlardan vazgeçmek; hastalıklardan kaynaklı kanamalar ise hastalığın tedavisi sonucunda tamamen veya büyük ölçüde önlenebilir.

Ağız ve Diş Sağlığı

Şiddetli diş ağrısı için evde ne yapabilirim?

Ağrıyan diş üzerinde ve dişlerin arasında bulunan gıda birikintileri, diş fırçası ve diş ipi kullanılarak temizlenmelidir. Gıda birikintisi baskısı böylece engellenebilir. Ağrı kesici kullanmanızda her hangi bir sağlık engeliniz yoksa;  dişhekimine gitmeden önce bir ağrı kesici ilaç alınabilir.

Ağrıyan diş üzerine Aspirin koysam nasıl olur?

Kesinlikle ağrıyan diş üzerine Aspirin ya da herhangi bir ağrı kesici ilaç uygulanmamalıdır. Aspirin diş etinde tahrişlere neden olabilir.

Ağrıyan dişim yüzümü şişirdi ne yapabilirim?

Eğer iltihap nedeni ile yüzde şişlik oluşmuşsa o bölgeye soğuk kompres yapılmalıdır. Acilen diş hekimine gidilmelidir. Ağrı azalması yanıltmamalıdır.

Bebeklerde diş çıkarma ne zaman başlar?

Genellikle 6 aylıkken başlar, kalıtım etkisi ile gecikme olabilir.

Hamilelik sırasında diş tedavisi yapılabilir mi?

İlk 3 ay ile son 3 aylık hamilelik döneminde diş tedavisi yapmak tercih edilmez. Zorunlu hallerde Jinekolog tavsiyesi ile hareket edilir.

Yazın soğuk birşey içemiyorum, aşırı sızlatıyor?

Diş hekimi kontrolü yapılmalıdır, kontrolünüzde normal sonuç alınırsa hassasiyet giderici diş macunu kullanılmalıdır.

Asitli içecekler dişlere zararlı mıdır?

Yüksek karbonat oranlı kola, meyve ve enerji içecekleri diş yüzeyini yumuşatarak madde kaybı oluşumuna yol açtıkları için zararlıdır.   

Bir diş fırçası ne kadar süre kullanılmalıdır?

En fazla 3 ay kullanılmalıdır. Fırça kılının yayılması yenileme zamanının geldiğini işaret eder.

Kaç tip protez vardır?

Sabit protezler, parsiyel (hareketli) protezler ve total protezler ve son yıllarda da yaygın olarak yapılan implant protezler olmak üzere başlıca dört tip protez vardır.

Sabit protez nedir?

Taşıyan kimse tarafından çıkartılamayan ve siman denilen madde ile dişlere yapıştırılan protezlerdir. Bunlara kuron köprü protezi de denir.

Köprü protezle normal olarak yemek yenir mi?

Evet. Köprü protezleri çok kısa zamanda alışılan ve vücutça çok iyi benimsenen protezlerdir. Ancak proteze gereken özenin gösterilmesini sert yiyeceklerle örselenmemesini tavsiye ederim.  

Köprü protezi ağız kokusu yapar mı?

Yeterli ağız hijyeni disiplini kazanılmamışsa ne yazık ki evet... Köprü protezi kolay alışılmasına, sabit olmasına rağmen iyi temizlik yapmayı gerektirir. Kuronların yanındaki gövde altı dikkatle temizlenmelidir. Köprü ayağı olan dişlerin etrafındaki dişetinden sürekli kan ve fena koku geliyorsa hekiminize giderek protezinizi kontrol ettiriniz ve gerekiyorsa yeniletiniz.

Kancalar (kroşeler) dişleri çürütmez mi?

Parsiyel protezlerde tutuculuğu sağlayan kroşelere gereken temizlik yapılırsa dişleri çürütmez. Eğer fırça alışkanlığınız yoksa, kroşenin diş tarafını fırçalamıyorsanız o zaman dişiniz çürür.

Parsiyel protez takıldıktan sonra diş çektirirseniz protezinizi yeniden yaptırmaya gerek var mı?

Çoğu zaman yeniden protez yaptırmaya gerek yoktur. Ta ki ağızda bir iki dişiniz kalıncaya kadar. Parsiyel protezlerin bir avantajı da diş çekilince, çekim yerine ve protezin üzerinde diş ilave edilebilmesidir, fakat birkaç diş çekiminden sonra o proteziniz bir süre için geçici protez olarak iş görebilir.

Diş Protezi tat almayı etkiler mi?

Türkçede "Tadı damağımda kaldı" diye bir söz vardır. Güzel bir deyimdir. Ama yiyecek ve içeceklerin tadını damaktan değil, dilden alırız. Damağın tat almaya hiçbir katkısı yoktur. Dolayısıyla, eğer protezinizin damak bölümü metal veya akrilikle kaplı ise üzülmeyin tat almanız etkilenmeyecektir.

Diş Seçiminde ne gibi kriterler geçerlidir?

Dişsiz kalmadan önce gülerken çektirdiğiniz fotoğrafınızı dişhekiminize götürünüz. Böylece size seçilecek olan diş daha canlı ve doğal olacaktır. Eğer fotoğrafınız yoksa üzülmeyin. Dişhekiminin diş seçiminde bazı bilimsel ölçütleri vardır. Onlar yardımıyla protezinize koyacağı dişi o size önerecektir. Örneğin geniş yüzlü tiplerde kısa ve tabanı daha geniş üçgen şeklinde olur. Buna karşılık dar ve uzun yüzlü kişilerin dişleri de o oranda dar ve uzundur. Biz dişhekimlerine hasta tarafından en çok talep edilen isteklerden belki de birincisi ‘Protezimin Dişleri Küçük ve Beyaz Olsun’dur. Oysa ki küçük ve bembeyaz dişler sandığınız kadar güzel görünmez. Bu konuda dişhekiminizin artistik görüşüne, bilimselliğine güvenmenizi tavsiye ederim. Dişhekimi mutlaka biraz daha koyu renkte ama daha doğal bir dişi sizin için seçecektir.

Protezimi taktığımda bulantı oluyorsa ne yapmalıyım?

Bulantı konusunda çok hassas biri olsanız bile çok kısa sürede protezinize alışırsınız. Bu süre kimi hastaya göre bir gün kimine göreyse bir hafta olarak değişebilir. Proteze alışmada hasta açısından anahtar kural, sabırlı olmak ve protezi kullanmada azimle bir kararlılık sergilemektir.

Dermatoloji

Yüzümdeki sivilcelerimin geçmesi için nasıl beslenmeliyim?

Sivilcenin, herhangi bir yiyecekle, arttığına dair bilimsel bir veri yoktur. Genetik yönü de bulunan sivilcelerin hormonlar ve stresle tetiklendiğini biliyoruz. Bazı yiyecekler bağışıklık sistemini desteklediğinden ve hücre yenilenmesine destek verdiğinden dolaylı olarak sivilce oluşumunu engellemesi açısından fayda sağlayabilir. Antioksidan etki gösteren gıdalar ve omega yağ asitleri buna örnektir.

Yüzümdeki gözenekleri nasıl yok ederim?

Derimizdeki gözenekler, derinin yapısında var olan anatomik bir özelliktir, bu yüzden de yok olması mümkün değildir. Nasıl ki boy, saç rengi gibi özellikler kişiden kişiye değişiyorsa gözenek genişliği de değişebilir.

Güneş lekeleri nasıl yok olur?

Güneş lekelerini yok etmek, uzun ve sabırlı bir çaba gerektirir ve bu konuda kararlı olmak gerekir. Dışarıdan sürülebilen leke giderici ilaçlar yanında, mutlak güneş koruması uygulanmalıdır. İlaçlar dışında kimyasal ve mekanik soyma, lazer gibi uygulamalar da yapılabilir.

Temizlik yapınca ellerim kızarıyor, kaşınıyor ne yapmalıyım?

Temizlik için üretilen malzemelerin çoğu oldukça tahriş edicidir. Bunlara her gün bir yenisi ekleniyor, günümüz koşullarında bu malzemelerden uzak durmak onları eve sokmamak da olmuyor. O zaman, kendimizi koruyucu tedbirler almalıyız. Kısa süreli işler için bile olsa, yaptığımız işe uygun koruyucu eldivenler kullanmalıyız. Derimizi de işimiz bittiği zaman, hemen yıkamalı ve yağlı koruyucu bir kremle desteklemeliyiz.

Gövdem de çok sayıda kırmızı benler oluştu bunlar zararlı mıdır?

Genellikle orta yaşlardan itibaren, herkeste az çok küçük, kırmızı, deriden hafif kabarık, üzeri parlak benler çıkabilir. Bu benler kılcal damar kaynaklıdır ve genellikle zararsızdır, ancak çok büyüyüp de takılma yaparsa çok kanayabilir. Büyür ve kabarırsa alınmasında sakınca yoktur.

Boynumda et benleri arttı nasıl yok edebilirim?

Et benleri sürtünme yerlerinde, derinin ince yerlerinde, kilosu fazla olanlarda ve çok terleyenlerde daha fazla olabilir zamanla sayıları artar. Herhangi bir ilaçlı tedavisi yoktur. Dondurma veya yakma yöntemiyle tedavi edilir. Tedavi edilmese de sakıncası yoktur.

Zona hastalığı tekrar eder mi?

Zona hastalığı, vücut direnci düşünce ortaya çıkar. Genellikle bir kere olur, ancak bağışıklık sisteminde herhangi bir sebeple kronik bir sorun olanlarda ve Kemoterapi gören kanser hastalarında, birden fazla çıkış görülmesi mümkündür.

Ayağımda tekrarlayan nasırım var ne yapabilirim?

Ayak nasırlarının, neredeyse hepsinin sebebi, hatalı ayakkabı kullanılmasıdır. Yani ayağa uygun olmayan ayakkabının ısrarla giyilmesi sonucu oluşur. Fark edildiğinde, hemen o ayakkabı bırakılmalı. Ağrıyan yer yumuşak pomatlarla ovulmalı ayak istirahate alınmalıdır. Sertleşme yerine, asitli solüsyonlar çevreye akıtılmadan dikkatlice uygulanabilir.

Kaşıdığım yer morarıyor neden?

Derinin üstünden sertçe kaşıyarak, derinin hemen altında bulunan kılcal damarlar zedelenebilir ve tıpkı bir yere vurulmuş gibi morluklar oluşabilir.

Topuk çatlaması neye bağlıdır?

Ayaklar sürekli kapalı ortamda olduğundan, daha fazla kurur. Düzenli olarak nemlendirmek ve yağlamak gerekir. Ayrıca olması gerekenden kilolu olanlarda topuklar vücut ağırlığı ile ezildiğinden, kilolularda çatlamalar daha fazladır ve tedavi ile düzelmesi zordur. Sürekli yağlamak tarzında bakım ihmal edilmemeli ve kilo vermek konusunda gayretli olunmalıdır.

Kadın Hastalıkları

Jinekolojik kontrol ne zaman başlamalı ve ne sıklıkta yaptırılmalıdır?

İlk adet kanaması olan kızların senede bir defa kontrolü yeterlidir. Evlenmiş veya cinsel yaşamı başlamış olan kadınlarda ise 6 ayda bir jinekolojik kontrol yaptırması önerilmektedir. Herhangi bir sorun açısından takip yapılıyorsa bu aralıklar hekim tarafından sıklaştırılabilir.

Jinekolojik kontrolde hangi organlar kontrol edilmektedir?

Jinekolojik muayenede vagina dış ve iç bölgesi, rahim dış kanalı, rahim ve yumurtalıklar kontrol edilmektedir. Ayrıca her jinekolojik kontrolde meme muayenesi(memede kitle ve sıvı gelmesi kontrol edilir) ve tiroid bezi(guatr açısından) kontrol edilmektedir. Senede bir vaginal smear testi yaptırılması önemli bir konudur. Zira cinsel hayatı başlamış olan kadınlarda bu test özellikle rahim dış kanalı kanseri açısından kolay, ucuz bir testtir. Her jinekolojik muayeneye ilaveten jinekolojik ultrasonografi yapılması da önemlidir. Çünkü özellikle klolu kadınlarda rahim ve özellikle yumurtalıkların normal büyüklükte olup olmadığını bildiren en önemli yöntemdir.

Jinekolojik kontrollerde hangi testler yapılmalıdır?

Herhangi bir sorun saptanmamışsa senede bir vaginal smear testi ve ultrasonografi muayeneye ilaveten yapılabilir. Menopozda ve 40 yaş üzerindeki kadınlarda senelik mamografi de yapılmaktadır. Özellikle yakınlarında meme kanseri saptanan kadınlarda 30 yaşından itibaren periyodik mamografi yapılması önerilmektedir. Bunun dışında soruna yönelik testler hekim tarafından size önerilecektir. Normal Gebelik ve Doğum Sezaryen-Vakum-Forseps ile Doğum Gebelik İzlemi Gebelikten Korunma Yöntemleri Doğum Kontrol Hapları Myoma Uteri

Gebelikte hangi testler yapılmalıdır?

- Kan Grubu - TSH - Tam İdrar Tahlili - İkili Test - Hemogram - Bazı Virütik Hastalık Testleri

USG (Ultrasonografi) bebeğe zararlı mıdır?

USG yaklaşık 35 senedir kullanılmaktadır. Adından da anlaşılacağı üzere ses dalgalarının yansımasıdır. Bir zararı olmadığı düşünülmektedir.

Kemik yoğunluğu ölçümü ne zaman yapılmalıdır?

Ailede kemiklerle ilgili bir hastalık anamnezi yoksa menapozda mutlaka yapılması önerilir. Ailede ilgili hastalık varsa hekim tarafından en uygun zaman önerilecektir.